Uzun yıllardır yakıt tüketim maliyetlerinin azaltılması konusunda hem ana üreticiler, hem de yan sanayi markaları tarafından büyük araştırmalar yapılıyor. Gelişen teknolojinin sağladığı elektronik işletim sistemleri de ön plana çıkıyor. Özellikle küçük ve kompakt pazarında kızgın bir rekabet bulunurken bu sınıfta araç geliştirmek için yüzlerce mühendis, yeni teknolojiye sahip ekipmanlarıyla sürekli çalışıyorlar.
Emisyon, yakıt tüketimi azaltılması gibi konularda sürekli yeni çalışmalar sürüyor. Bu çalışmalarda gerekli standartlar ve kurallar zincirinde ek olarak basit bir cihaz ile neredeyse yüzde 10-20 gibi yakıt tasarrufu vaatlerinin gerçekleşmesi nasıl mümkün olabilir! Manyetik özelliklere sahip olan yakıt tasarruf cihazlarının sağladıkları avantajları zaten bellidir. Özellikle üzüm salkımına benzeyen yakıt atomlarının damlacıkları artı ve eksi kutuplar arasından geçerken daha da parçalanarak kolay yanma için hazırlanırlar. Bu bir avantajdır ancak bu getirilerinin aktif olabilmesi için hava-yakıt karışımının daha fakir olması gerekir.
Zaten bu uygulama fakir karışım ayarlarına da imkan sağlar. Karbüratörlü motorlarda hava ayar vidası ile bu ayarlama mümkündür. Ancak elektronik püskürtmeli motorlarda bulunan gaz analizi ile işletim sistemini kontrol eden Lamda sensörü, bu ve benzeri farklılıklara imkan vermez. Belli toleranslar ile imkan tanısa dahi bu farklılık çok düşük değerlerde olur. Bu arada cihazlar ile sağlanabilecek küçük ekonomiler sürücünün sürüş özellikleriyle de temin edilebilir. Yerli otomobil konusunda ise Türkiye'nin üreteceği araç, Avrupa hatta Dünya standartlarında olmalı. Ancak Türkiye şartlarında en büyük fark, dünya standartlarında en pahalı yakıtın kullanılmasıdır.
Bu şartlar ise zaten artık dünyada tercih sebebi olan teknolojik motorlarla birlikte uygulanan aşırı beslemenin yakıt tüketimini azaltması ve yeterli performansın da yeterliliği ile sağlanıyor. Ancak bu avantajlar, yanlış ve performanslı kullanımı engelleyen ana unsurlardır. Araç motoru ekonomik olabilir ancak kullanıcının da bilinçli olması gerekir. Elektrikli ve hibrid araçlar ise yaygınlaşmaya devam ederken bu uygulamaların tam sonuca varabilmesi için ise öncelikle batarya teknolojisinin gelişmesi şarttır.